‘’16-17 Mayıs Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün’’ kapsamında ‘’Mülteci LGBTİ’ler Buluşuyor’’ etkinlikleri düzenlendi

Hak Eşitlik Varoluş İçin (Hevi) LGBTİ Derneği, 16-17 Mayıs Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün kapsamında İstanbul Taksim’de ‘’Mülteci LGBTİ’ler buluşuyor’’ etkinlikleri düzenledi. 16 Mayıs Salı günü akşam yemeğinde Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan İranlı Mülteci LGBTİ’ler ve STK’ların bir araya geldiği etkinlik, 17 Mayıs Çarşamba günü panellerle devam etti. Panelin moderatörlüğünü HEVİ LGBTİ Derneği aktivisti Müzeyyen Araç üstlenirken, Yalova, Denizli ve Eskişehir’den İranlı mülteci LGBTİ’ler konuşmacı olarak katıldılar. (Konuşmacıların isimleri ‘’anonim’’ kalmayı tercih ettikleri için belirtilmemiştir.)

‘’Bizlere yardımcı olun’’

Yalova’dan gelen konuşmacı: Öncelikle herkese teşekkür ediyorum. Şu an 12 aydır Türkiye’deyim ve Türkiye’de birçok insanla tanıştım. Yalova’da yaşıyorum. Konuya en önemli hukukî meselelerden başlamak istiyorum. Hukukî problemler bizim sürekli yaşadığımız sorunlar olmakla birlikte en büyük sorunlarımızdan birisi çalışma iznidir. Yalova’da çok fazla iş alanımız yok. Çalışanların çoğunun da çalışma izni yok. Bu konuda her zaman sorun yaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta ben çalışırken az kalsın polislere yakalanıyordum, yakalansaydım ne olacağını bilemiyorum. Bu çok korkunç bir şey. Belki çalışma izni onlar için büyük bir istek olabilir, ama bizim hayatımızı devam ettirebilmemiz için zorunlu. Daha önce tartışılmış bir konudan bahsetmek istiyorum. Bizler için hiç olmazsa LGBTİ dostu mekânlar bulmamız ve LGBTİ mültecileri orada çalıştırmamız büyük bir ihtiyaç. Pahalı şehirlerde yaşıyoruz, paramız yok. Bu da çok büyük bir sorun. Çalıştığımız bazı yerlerde paramızı da alamıyoruz. Ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Bu konuda bir şeyler yapılsa çok iyi olur.

Yalova çok büyük bir şehir değil, ama pahalı bir şehir. Yalova’da çok fazla sayıda mülteci olmasına rağmen mülteciler üzerine çalışan hiçbir dernek yok.  Yalova’da olan dernekler de ne mülteciler ne de LGBTİ’ler üzerine bir çalışma yürütüyor. Bizim büyük sorunlarımızdan birisi de bir araya gelebileceğimiz bir mekânın olmaması. Umuyoruz ki, burada olan arkadaşlar bizim sorunlarımızı dile getirir, hiç olmazsa burada toplanabileceğimiz örgütlü bir mekân olur, ama biz mülteciler üzerine çalışan bir derneğin olmasını çok isteriz. Ankara’ya gitmek zorunda kalıyoruz. Bu hem maddi sorun bizim için hem de kolay bir şey değil. Bugüne kadar Yalova’ya sadece Kaos GL ve Hevi LGBTİ derneği geldi. O zaman ilk güvenme ve ilk açılma oldu, ama ondan hariç orada bir toplantı falan olmadı.

Şu an bizim sorunlarımızdan bir diğeri de sağlık sorunu. Çünkü, trans arkadaşlarımızın hormon tedavisi süreci vardı ve bu konuda uzman bir kişi yoktu. İnsanlar nereye gideceğini bilmiyor. Tercüman da yoktu. Bir sürü sağlık sorunu ile karşı karşıya geldiğimizde ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu konuda bize yardımcı olunursa çok iyi olur. Hiç olmazsa cinsel sağlık ve hormon tedavisi konusunda bizi yönlendirecek birisi olursa çok iyi olur. Burada böyle birçok sorunla karşı karşıyayız ve sonrasında psikolojik sorunlar yaşıyoruz.

‘’6 saat güneşin altında ayakta bekletildik’’

Denizli’den gelen konuşmacı: Mülteci LGBTİ’lerin genel sorunları hemen hemen aynı. Hangi şehirde olursa olsun fark etmiyor. Her geçen gün her şey daha da kötüleşiyor ve bunu size anlatmak istiyorum. İki büyük sorunumuz var; çalışma ve üçüncü ülkeye geçiş. Birçok insan yıllardır Türkiye’de üçüncü ülkeye geçiş için bekliyor ve hâlâ haklarında ne olacağını bilmiyorlar. Bu çok büyük bir sorun. Çünkü kendimizi ortada kalmış gibi hissediyoruz. İkincisi de yaşamımızı devam ettirebilmemiz için çalışma iznimiz olması gerekiyor ve biz çalışma izninden dolayı birçok sorunla karşı karşıya kaldık. İş konusunda Türkiye’de mülteciler için çalışma izni verilmiyor, ama çalışma izni için de bir kanun var. Denizli’de çalışma izni için başvuruda bulunurken o belgeleri size veriyorlar, ama çalışma izni kanunu olmasına rağmen çalışma izni alabilmenin koşullarını çok zorlaştırmışlar. İmkânsız gibi. Bir sürü engeller koymuşlar karşımıza. Bu defa da yaşamımızı devam ettirebilmek için yasa dışı çalışmak mecburiyetinde kalıyoruz. Yasa dışı çalıştığımızda da birçok sorunumuz var. Bunlardan bir tanesi de güven. Çünkü çalıştığımız zaman paramızı alamadığımız zamanlar oluyor. Saatlerce çalışıp tek kuruş alamıyoruz, sigorta da yok. Aşağılanıyoruz, ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Bu konuda hiçbir şey de yapamıyoruz. Şayan dosyasını belki hepiniz biliyorsunuz. İnternetten paylaşılmış bir dosya. (http://kaosgl.org/sayfa.php?id=23503) Üç gün gözaltında kaldı ve tek suçu çalışma izni olmadan çalışmasıydı. Başka hiçbir suçu yok. Avukatlar devreye girdi. Çünkü çok basit şeylerden sınır dışı edebiliyorlar. Geçen aylarda Denizli’de birçok insan bu sorunlarla karşılaştı.

Denizli’de İranlı mülteciler çok fazla. Tam sayı bilmesem de çok olduğunu biliyorum. İranlı mülteci LGBTİ’ler, İranlı mülteciler tarafından ötekileştiriliyor. İranlı mültecilerden çok fazla taciz yaşadık. Geçenlerde bir arkadaşımız bıçaklandı. 120 dikiş atıldı.
Ayrıca ev sorunumuz da var. Zaten Denizli’de LGBTİ’lere ev verilmiyor. Bundan dolayı da sokakta kalmak zorunda kalıyorsun ve polis de yardım etmiyor.
Denizli’de sağlık sorunu da yaşıyoruz. Sigortamız olsa da ilaç vermiyorlar, kimlik tarihi bitmeden sigortamızı kesiyorlar. Hastaneye gittiğimizde sizin sigortanız yok diyorlar, polise gittiğimizde ise sigortanız var diyorlar. Tabii bu sorunumuza ne göç dairesi bir çözüm buluyor ne de hastaneler.

Burada polisler LGBTİ’lere ve özellikle mülteci LGBTİ’lere çok kötü davranıyor. İranlı ve LGBTİ’lerden hiç hoşlanmıyorlar, buradan gidin diyorlar. Bu toplantıya gelmek için bazı arkadaşlar daha kolay izin alıp İstanbul’a gelebilmişler ama biz günlerce izin almak için uğraştık. Polislerden küfürler yedik, aşağılandık. Bize göç müdürlüğünde, ‘’sen kimsin ki seni davet ediyorlar? Neden gidiyorsunuz? Orada neler yapacaksınız’’ diye sordular. Göç müdürlüğünde altı saat güneşin altında bekletildik. Bizi salonda oturtmadılar. Bahçede beklettiler, orada bile oturtmadılar. Ayakta bekleyeceksiniz dediler. İzin belgesi çıktığında da belgeyi yüzümüze atar gibi aşağılayarak verdiler. Ben biraz Türkçe biliyorum, ama polisler benim Türkçe bilmediğimi düşünerek arkadaşlarıyla konuşurken, ‘’iyi ağızlarına sıçtık mı, daha fazla yapacağız, onlara göstereceğiz’’ dedi, ama ben söylediklerini anladım. Denizli’de güvenliğimiz her gün daha da azalıyor. Sokakta, çarşıda, pazarda insanlar bir şeyler atıp üzerimize küfür ediyor, bağırabiliyor. Biz de sadece stresle yaşayıp gidiyoruz.

Son olarak bir şey söylemek istiyorum. Denizli’de İranlı mülteci LGBTİ sayısı çok. Kaos GL burada etkinlik yaptı. Film festivalleri, toplantılar da oluyor bu arada. Bize yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Umarım artık bu toplantılarla bir sonuca varırız.

Konuşmacılara gelen sorular:

Denizli’de mülteci LGBTİ sayısı belirli midir?
-Genelge 7 bine yakın İranlı var, 300 civarında da LGBTİ vardır.

Peki oradaki LGBTİ’ler birbirlerini tanıyorlar mı? Örgütlenmeleri var mı?
-Maalesef örgütlenme yok. Ama herkes küçük gruplar şeklinde birbirlerini tanıyorlar. Genel olarak ise çoğu gizli, korkuyorlar. Denizli’de iki ASAM ofisi vardı. ASAM ofisinin birisinde kurslar yapıyorlar, ama o da yeterli değil. LGBTİ’ler özelinde çok küçük çalışmalar oluyor.

-Sınır dışı edilmesi istenen Şayan ile ilgili son durum nedir? 
2-3 gün önce gözaltından çıktı. Denizli’ye geri gönderildi. Şu an her gün imza atmak zorunda, ama geri gönderme merkezinden çıkarıldı. Kimliği de yok şu an, almışlar. Kimliğini nasıl alacağını bilmiyor ve bu çok büyük sorun. Sağlık sorununda mağdur olabilir, hattâ polis yine gözaltına alınabilir.

-İzin alınmadan şehir dışına çıkarsan ne olur?
Eğer polis izinsiz şehirden çıktığını anlarsa, uzun süre gözaltında oluyorsun. 20 gün içinde itiraz etmen gerekiyor, etmezsen sınır dışı ediliyorsun. Eskiden para cezası da vardı. İzin almak da çok zor. Günlerce bir izin belgesi için uğraştırıyorlar.

‘’Türkiye bize özgürlük veremedi’’

Eskişehir’den gelen konuşmacı: Bu etkinliği düzenleyen arkadaşlara ve gelenlere bizi dinledikleri için çok teşekkür ediyorum. 2 yıl 7 aydır Türkiye’deyim. Belki de buradaki arkadaşlardan en kötü dosyası olanlardan birisiyim. Çok kötü sorunlarla karşı karşıya kaldım. Öncelikle şunu söylemek istiyorum; Türkiye devleti ve BM mültecilere para ödüyor, mültecilerin hiçbir sorunu yokmuş gibi Türk halkının bildiği çok büyük bir yanlış bilgi var. Mali yardım dediğimiz şey herkese verilmiyor. Belirli insanlara veriliyor. Az bir miktar para veriliyor, o da sürekli olmuyor. Yani, yaşamını sürdürebilecek bir yardım yapılmıyor. Türkiye’de mültecilerin birçok sorunları var. Her gün burada da sorunlarımız artıyor. Kimse bu konuda çalışmalar yürütmüyor, sadece bizi dinliyorlar.
Türkiye’de genel anlamda mülteci LGBTİ’lerle ilgili olumlu bir yaklaşım yok. Hattâ bilmiyorlar bile. Özellikle bu sorunu idarelerde yaşıyoruz. Bize, ‘’LGBTİ ne demek’’ diye soruyorlar.

Ameliyat olan trans arkadaşlarımız hâlâ pembe-mavi kimlik sorunu yaşıyor. Bazı kişiler bize, ‘‘siz buraya neden geldiniz. Sizin burada hakkınız yok’’ diyorlar, ama bu konuda haksızlar. Türkiye’de dil öğrenmek istiyoruz, ama bu konuda zorlanıyoruz. Kurslarda da bizimle konuşamadığımız için dalga geçiyorlar, biz de o yüzden kurslara gitmek istemiyoruz.

Az önce arkadaşımın bahsettiği sigorta dediğimiz şey ise, devletin mültecilere verdiği bir hak. Ama o da sınırlı bir hak. Çoğu zaman para talep ediliyor, ama mülteciler çalışamadığı için para ödemekte zorlanıyoruz. Çalışmak istediğimiz zamanda tacize ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Bu sorunlarla genelde karşı karşıya geldiğimizde özellikle mülteci LGBTİ’ler artık kendini eve kapatıyor, sosyalleşmekten çekiniyor. Her zaman korku içinde yaşıyoruz ve bu hiç güzel bir şey değil. Geçenlerde bildiğiniz gibi Türkiye’de öğrenim hayatına devam eden Suriyeli mülteciler için üçüncü ülkeye geçiş hakkı kaldırılsın diye konuşulmuş. Belki daha sonra İranlı mülteciler için de bu konuyu gündeme getirecekler. Zaten Göç Müdürlüğü’ne gittiğimizde bir sürü formla karşılaşıyoruz ve o formları doldurduğumuzda bizim yaşam bilgilerimiz onların elinde. Zaten eğitimli olan birisinin Türkiye’den çıkması çok zor olacak gibi gözüküyor. Biz özgürlükten başka bir şey istemiyoruz. Türkiye bize özgürlüğü veremedi. Umarım buradaki arkadaşlarla bir şeyler yapabiliriz ve üçüncü ülkeye geçişimizi hızlandırırız.

Giray Poyraz Ürey- P24 Blog

No comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir