AHMET YILDIZ’A ADALET!

HABERLER
SOSYAL MEDYA
ETKİNLİKLER

Panel: “Bir namus cinayeti: Ahmet Yıldız Davası”  (HEVİ LGBTİ+ Derneği)

2018 yılında Onur Haftası kapsamında panel gerçekleştirilmiştir.

2008 yılında babası tarafından katledilen ve Türkiye’de ilk “Eşcinsel Namus Cinayeti” olarak adlandırılan davada “kayıp” baba bulun(a)madığı için nefret cinayetlerine her geçen gün yeni bir arkadaşımız eklenmekte. Ahmet Yıldız davasının 28. Duruşmasının olduğu bu günde bir araya geliyoruz. Nefret cinayetlerini, Türk “hukuk” sistemini, iyi hal indirimlerini ve cezasızlık konularının tartışılacağı panelde buluşuyoruz.

Moderatör: Can Kaya (HEVİ LGBTİ+ Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanı)
Konuşmacılar: Avukat Fırat SÖYLE: Ahmet Yıldız Davası Avukatı
Dr.Ahmet KAYA: HEVİ LGBTİ+ Derneği, Ahmet Yıldız dava takipçisi

İMZA KAMPANYASI

2016 yılında HEVİ LGBTİ+ Derneği Ahmet Yıldız Dava duruşmasına dikkat çekmek ve gündem oluşturmak için İmza kampanyası başlatmıştı. Duruşma gününe kadar devam eden kampanyaya 4.000’in üzerinde katılım sağlanmıştı.

DAVAYA ÇAĞRI

Bizler HEVİ LGBTİ+ Derneği olarak; nefrete, erkek adaletine, namus cinayetlerine, homofobiye ve transfobiye inat, Ahmet YILDIZ davasının takipçisi ve müdahili olacağız. Herkesi davayı takip etmeye ve katil babanın bulunması ve yargılanması için bu kampanyayı destek olmaya, sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Sen yoksan çok eksiğiz.

BİR SONRAKİ DURUŞMA:

Dava Tarihi: 11 Ocak 2024, Kartal 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Saat: 14:05
Yer: İstanbul Anadolu Adliyesi

AHMET YILDIZ

Ahmet Yıldız’ı Katleden “Katil Baba” Bulunsun!

Ahmet YILDIZ, 15 Temmuz 2008 tarihinde babası tarafından Üsküdar’da eşcinsel olduğu için katledilmiştir! 8 Eylül 2009 tarihinde açılan Ahmet YILDIZ cinayeti davası, Türkiye’de ilk defa “eşcinsel namus cinayeti” kavramını resmiyete taşıdı. Tek sanık olarak yargılanan baba hala bulunamadığı için, 13 yıldır devam eden duruşmalarda sanık sandalyesi hep boş kaldı.

İnterpol ile arama kararı olan firari katil baba, hala her nedense bulunamamış ve adalet sağlanamamıştır.

Oysa biliyoruz ki; eril ve heteroseksist sistem, her zaman LGBTİ+’ları hedef almaya devam etmektedir. İkiyüzlü sistemin adaleti, işine geldiğinde aranan kişiyi yakalayıp yargılayabiliyor iken, bu davada Savcılık, Adalet Bakanlığı ve devletin diğer kurumları davayı görmezden gelmeye devam etmektedir. 13 yıldır devam eden dava tıkanmıştır.

Bizler bu kampanya ile her kim olursa olsun cinsel kimlik ve cinsel yöneliminden dolayı katledilmesinin önüne geçmek ve işlenen bu suçun en ağır derecede cezalandırılmasını, ailesi veya toplum tarafından işlenen nefret cinayetlerinin hesapsız kalmamasını istiyoruz. Bu sebeple Ahmet YILDIZ’ın katil babasının bir an önce bulunmasını ve yargılanmasını istiyoruz.

ROŞİN ÇİÇEK

DURUŞMA

Aralarında Keskesor LGBT ve Hevî LGBTİ’nin de olduğu çok sayıda LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) örgütünün yanısıra Diyarbakır’dan kadın örgütleri Kardelen, DÖKH, SELİS, Ceren, EPİDEM ve KADEM de davaya destek olmak için adliyedeydi. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Melda Onur ile Mahmut Tanal da Roşin Çiçek için adliyede davaya katıldı.

Mahkeme heyeti SPoD ve Lambdaistanbul LGBTİ ile Milletvekili Mahmut Tanal’ın müdahillik başvurusunu “suçtan etkilenmediklerini” öne sürerek reddetti. LGBTİ örgütleri adına konuşma yapan Lambdaistanbul avukatı Fırat Söyle cinayetin nefret saikiyle işlendiğini belirtti. Ailenin avukatı ise aktivistleri ve Roşin Çiçek için adalet talebiyle buluşanları suçladı. Ailenin “modern ve burjuva” bir aile olduğu için homofobik olamayacağını iddia eden avukat, Roşin’i öldüren baba ve amcaların mağdur olduğunu öne sürdü. Baba Metin Çiçek ise, “Çocuğumu korkutmak istedim. Terörist mi olsaydı. Tartıştık, vurdum” diyerek cinayeti itiraf etti.

Duruşma esnasında Roşin Çiçek’in ailesinden kişiler LGBTİ ve insan hakları aktivistlerine saldırdı. Adliye koridorlarında aktivistlere hakaret eden “aile” fertleri, “Bu davadan ceza çıkarsa duruşmaya gelen herkesi, avukatları, milletvekillerini öldürürüz” diyerek tehditler savurdu. Saldırıda Kardelen Kadın Derneği’nden bir kişi ve SPoD LGBT’den Efe Songun’un yanısıra; Diyarbakır’dan destek için gelen bir LGBT aktivisti de yaralandı. Aile fertleri olayı görüntülemek isteyen basına da saldırdı. Polisler LGBTİ aktivistlerinin güvenliğini sağlayamayacaklarını öne sürdü. Barikat oluşturarak aktivistleri duruşma salonunun dışarısına çıkardı. Polisin coplarla insan hakları savunucularına saldırdığı da belirtildi. Öte yandan alınan bilgilere göre, adliye çıkışında Diyarbakırlı 2 LGBTİ aktivisti de saldırıya uğradı. LGBTİ ve insan hakları aktivistleri BDP’nin gönderdiği araçlarla güvenlik gerekçesiyle mahkemeden ayrılmak zorunda kaldı. Polis ise güvenlik için araç gönderme talebini reddetti. Avukat Harika Günay Karataş mahkeme ve polisin tutumuna, “Aile üyeleri üstümüze saldırdı. Nefret her yerde. Kolluk kuvvetleri saldırıya uğramamıza rağmen adliye dışında güvenliğimizi sağlayamayacaklarını söylüyor. Müdahillik taleplerimiz reddedildi. Suçtan zarar görmek için katledilmiş olmak gerekiyor demek ki” sözleriyle tepki gösterdi.

DAVAYA ÇAĞRI

Aralarında Antikapitalist Müslümanlar, Rakel Dink, İhsan Eliaçık ve Cumartesi Anneleri’nin de olduğu çok sayıda kişi 10 Şubat’ta görülecek Roşin Çiçek davasına katılım çağrısı yaptı.

Hêvî LGBTİ “Nefrete İnat, Yaşasın Hayat” başlıklı bir video yayınlayarak 10 Şubat’a ertelenen Roşin Çiçek davasına katılım çağrısı yaptı.

Videoda; Cumartesi Çocuğu Besna Tosun, üniversite öğrencisi Mehmet Sain, kamu çalışanı Can Kaya, MKM oyuncusu Pınar Türün, Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Özge Özgün, turizmci ve seks işçisi Merve Arı, müslüman yazar İhsan Eliaçık, Cumartesi Anneleri ve Rakel Dink nefrete karşı Roşin Çiçek davasının görüleceği 10 Şubat Pazar günü Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde buluşma çağrısında bulunmuştu.

Roşin Çiçek davasının 9. duruşması Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ailenin insan hakları aktivistlerine saldırdığı duruşmada amcalara müebbet, babaya ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir.

ROŞİN ÇİÇEK DAVASI

2 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır’a bağlı Kayapınar ilçesinde yaşayan 17 yaşındaki Roşin Çiçek babası ve iki amcası tarafından öldürüldü. Roşin Çiçek, Üç Kuyular mevkinde eşcinsel olduğu için aile içi şiddete maruz kalarak evden kaçmış ve daha sonra öz baba ve iki amcası tarafından yeri tespit edilip, zorla alıkonularak Üç Kuyular mevkinde öldürülerek cesedi yol kenarına atılmıştır. Davası 10 Şubat 2014’de kadar devam etmiştir. Katil zanlısı iddiasıyla Roşin Çiçek’in anne, baba ve iki amcası katılmış, öldürülen çocuğun annesi katil zanlıların Roşin Çiçek’in amcası ve babası olmadığını iddia etmiştir. 2013 yılında babanın oğlunu öldürdüğünü itiraf etmiştir.

Roşin Çiçek davasının 9. duruşması Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ailenin insan hakları aktivistlerine saldırdığı duruşmada amcalara müebbet, babaya ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir.