Bu yazı Kaos GL’de yayınlamıştır. Yayınlanma Tarihi: 02.03.2020
Eşitlik Forumu örgütleri TİHEK’e çağrıda bulundu
Ayrımcılık karşıtı sivil toplum örgütleri: “Ayrımcılığın yaygın bir pratik haline gelmesinden kaygı duyarak etkili bir insan hakları mekanizması olma rolünü hayata geçirebilmesi için TİHEK’ten taleplerimiz var.”
Türkiye’de ayrımcılık karşıtı, Eşitlik Forumu üyesi 37 sivil toplum örgütü, Türkiye İnsan Hakları ve Eşit Kurumu’na (TİHEK) çağrıda bulundu. “Kurulduğu 2016 yılından bu güne kadar geçen sürede TİHEK ayrımcılığın önlenmesinde yeterince etkili olamamıştır” diyen sivil toplum örgütleri, Ayrımcılığın yaygın bir pratik haline gelmesinden kaygı duyarak etkili bir insan hakları mekanizması olma rolünü hayata geçirebilmesi için TİHEK’ten taleplerini sıraladı.
Eşitlik Forumu üyesi örgütlerin yayınladığı ortak talep metni şöyle:
“Ayrımcılık yasağı bütün insan hakları sisteminin kalbinde yer almaktadır. Ayrımcılık, gerek iç hukukumuzca gerekse Türkiye’nin taraf olarak yükümlülük altına girdiği tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerince yasaklanmıştır. Ancak dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi hukuken yasaklamak, ayrımcılığı ortadan kaldırmamaktadır.”
“Nitekim Türkiye’de ayrımcılıkla ilgili yapılan bütün saha araştırmaları; ayrımcılığın giderek hayatın tüm alanlarında gündelik bir pratik haline geldiği ve yaygınlaştığını göstermektedir. Araştırmaların sonuçlarını doğrular nitelikte haberler hemen her gün medya organlarında da yer almakta, medya organlarınca ayrımcı ve nefret söylemi doğrudan haber dili olarak kullanılmaktadır.”
“İnsan hakları sözleşmelerince güvence altına alınan ayrımcılık yasağının etkili olması için; toplumsal farkındalığın artırılması, kamusal hayatın her alanında insan haklarına ve farklılıklara saygının güçlendirilmesi, ayrımcılık riski altındaki gruplara yönelik hukuksal koruma şemsiyesinin genişletilmesi, ayrımcı pratiklerin etkili soruşturulması, etkili tazmin mekanizmalarının varlığı ve geliştirilmesi gerekmektedir. İnsan hakları ve eşitlik kurumları da bu ihtiyaçtan ortaya çıkan mekanizmalardır. TİHEK’in kuruluş amacı da kanunda ‘insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek’ olarak tanımlanmıştır.”
“Ne yazık ki; kurulduğu 2016 yılından bu güne kadar geçen sürede TİHEK ayrımcılığın önlenmesinde yeterince etkili olamamıştır.”
“Biz aşağıda imzası bulunan ve farklı alanlarda ayrımcılığa karşı çalışmalar yürüten sivil toplum örgütleri olarak; ayrımcılığın yaygın bir pratik haline gelmesinden kaygı duyarak etkili bir insan hakları mekanizması olma rolünü hayata geçirebilmesi için TİHEK’in;
Hükümet ve TBMM’den 6701 sayılı kanunda; kapsam dışında bırakılan cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliklerine dayalı ayrımcılığın kanuna eklenmesi, kuruma mahkemelerde görülmekte olan ayrımcılıkla ilgili davalarda müdahil olma hakkı verilmesi ve kurumun bağımsızlık/tarafsızlığını güvence altına hükümlerin genişletilmesi için değişiklik talep etmesini,
TBMM’ye sunulan yasa tasarı ve tekliflerini ayrımcılık yasağı bakımından incelemesini ve varsa değişiklik taleplerini kamuoyu ile paylaşmasını,
Ayrımcılık riski altında bulunan grupların insan haklarına erişimini sistematik olarak izlemesini,
Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları sözleşmelerinin uygulanmasını izlemesi ve bu konuda ilgili sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmasını,
İnsan hakları sözleşmeleri ile ilgili uluslararası mekanizmalara kendi izleme bulgularını içeren bağımsız raporlar sunmasını,
Kamuoyuna yansıyan her ayrımcılık iddiası ile ilgili re’sen inceleme yetkisini etkili biçimde kullanmasını,
Kuruma yapılan başvurularda ayrımcılık yasağı ile ilgili “ispat yükünün yer değiştirmesi ilkesini” titizlikle uygulamasını,
Kapalı kurumlara yapılan habersiz ziyaretlere ilgili sivil toplum örgütlerinin katılımını sağlamasını,
Kurum Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak sivil toplum örgütlerine mağdurlar adına başvuru yapma yetkisi tanımasını,
Toplumda insan haklarına saygı ve eşitlik anlayışının geliştirilmesi için farkındalık kampanyaları yapmasını,
Talep ediyoruz.”
İmzacı kurumlar
Adalet Sistemini İzleme Derneği, Ankara Dayanışma Akademisi, Baran Tursun Vakfı, BoMoVu Derneği – Sosyal Güçlendirme için Beden ve Spor Hareketi, Dayanışmanın Kadın Hali Derneği, Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği, Engelsiz Pedal Derneği – Zincir Kıran Kadınlar, Erciş İşitme Engelliler Derneği, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Fethiye Kadın Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, Genç LGBTİ+ Derneği
Göç İzleme Derneği, Göçmen Dayanışma Derneği, Hevi LGBTİ+Derneği, İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği, İzmirde Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, Kocaeli Dayanışma ve Araştırma Derneği, Kuir Eskişehir LGBTİ+ Topluluğu, Lubunya+ Dayanışma Ağı, Maya Eğitim Kültür Araştırma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği / Mersin, Mersin Engelliler Gençlik Spor Kulübü Derneği, Mersin LGBTİ+ 7 Renk Eğitim Araştırma ve Dayanışma Derneği, Mersin Kadın Platformu, Mersin Ortopedik Engelliler Derneği, Muamma LGBTİ+ Derneği, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Roman Hakları Derneği, Sosyal ve Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği, SPoD – Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, Sürdürülebilir Kalkınma ve Girişimcilik Derneği, Türkiye Sakatlar Derneği Mersin Şubesi, Van İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği
Kaynak: Kaos GL